SUPPERCLUB… A CLUBBING EXPERIENCE…
Eğlencenin ve "club" kültürünün dünya markası "supperclub", Kuruçeşme'de, Boğaz Köprüsü'nün tam altında; ilginç performans gösterileri, mönüsüz İtalyan-Akdeniz karşımı yemekleri ve gerçek club müziği ile sıradanlıktan uzaklaşmak isteyenlere farklı ve kaliteli bir alternatif...
Kocaman, bembeyaz sedir-yataklarda, belki de ilk kez tadacağınız farklı damak tatları... Bir tarafta Boğaz esintisi, diğer yanda gerçek club müziği ve belki de en önemlisi; aninden yüreğinize korku salacak bir tarzda, vücudu ve aksesuarlarıyla örümcekleşen ya da yılanlaşan bir insanın sunacağı harika bir performans gösterisi... Ve sadece izleyici olarak kalmak zorunda olmadığınız, interaktif bir eğlence... Bunun için Amsterdam, Roma ya da Amerika'ya gitmenize hiç gerek yok... 90'lı yılların başında bir grup yaratıcı ve marjinal sanatçı tarafından Amsterdam'da açılan ve Roma, San Francisco, Singapur gibi farklı şehir ve kültürlere bulaşarak, evrensel bir "club-eğlence" markası haline gelen "supperclub"ın geçen yaz başlayan İstanbul serüveni devam ediyor.Club müziğini, gösteri ve performans sanatlarından şaşırtıcı örnekleri, geleneksel ve alışılmıştan uzak mutfak kültürünü bir arada sunmasıyla tanınan "supperclub"ın temel felsefesi konukların tüm duyularını aynı anda doyuma ulaştırmak..."Özgürlük supperclub'ın anahtar kelimesidir"... Bu sözcükler, supperclub'ın sahibi Bert van der Leden'e ait... Club'ı dizayn eden mimar Rob Wagemans mekanı tasarımlarken "tüm hüzünleri dışarıda bırakma..." amacına hep sadık kalmış... supperclub'ın temel özelliklerinden birisi, mekan dekorasyonu dahil, dünyanın neresinde açılırsa açılsın tarzının değişmemesi: Yemeklerin, üzerinde uzanarak yendiği kar beyazı kocaman sedir-minderler, geniş, yüksek ve ferah bir iç mekan, şirin bir iç bahçe ve geniş ve yine yüksek bir bar...Mekanın servisi de sıra dışı: Roma'lı şef ve Türk şef Adem Yılmaz tarafından hazırlanan, zengin sosların öne çıktığı İtalyan-Akdeniz karşımı yemeklerin mönüsü yok ve sürpriz yemekler mekanda tüm konuklara aynı anda servis ediliyor... Tatlı dahil 4 farklı tat servisinin arası yarımşar saat... İlk iki aperatif tadımın ardından bir performans gösterisi sunuluyor. Ve yemeğin bitiminde, müziğin sesi ve ritmi yavaş yavaş artıyor. Kendinizi müziğin ve dansın kollarına bırakma zamanı geliyor. Geleneksel bir restoran arıyorsanız ve damak zevkiniz konusunda tutucuysanız ya da değişik performans gösterilerine açık değilseniz "supperclub" pek de size göre bir yer değil. Ama şaşırmak ve hem keyfinizi hem de biraz da olsa adrenalinizi yükseltmek istiyorsanız; alışılmış eğlencelerden, mekanlardan ve yemeklerden sıkıldıysanız "supperclub" tam size göre bir yer.
Eğlencenin ve "club" kültürünün dünya markası "supperclub", Kuruçeşme'de, Boğaz Köprüsü'nün tam altında; ilginç performans gösterileri, mönüsüz İtalyan-Akdeniz karşımı yemekleri ve gerçek club müziği ile sıradanlıktan uzaklaşmak isteyenlere farklı ve kaliteli bir alternatif...
Kocaman, bembeyaz sedir-yataklarda, belki de ilk kez tadacağınız farklı damak tatları... Bir tarafta Boğaz esintisi, diğer yanda gerçek club müziği ve belki de en önemlisi; aninden yüreğinize korku salacak bir tarzda, vücudu ve aksesuarlarıyla örümcekleşen ya da yılanlaşan bir insanın sunacağı harika bir performans gösterisi... Ve sadece izleyici olarak kalmak zorunda olmadığınız, interaktif bir eğlence... Bunun için Amsterdam, Roma ya da Amerika'ya gitmenize hiç gerek yok... 90'lı yılların başında bir grup yaratıcı ve marjinal sanatçı tarafından Amsterdam'da açılan ve Roma, San Francisco, Singapur gibi farklı şehir ve kültürlere bulaşarak, evrensel bir "club-eğlence" markası haline gelen "supperclub"ın geçen yaz başlayan İstanbul serüveni devam ediyor.Club müziğini, gösteri ve performans sanatlarından şaşırtıcı örnekleri, geleneksel ve alışılmıştan uzak mutfak kültürünü bir arada sunmasıyla tanınan "supperclub"ın temel felsefesi konukların tüm duyularını aynı anda doyuma ulaştırmak..."Özgürlük supperclub'ın anahtar kelimesidir"... Bu sözcükler, supperclub'ın sahibi Bert van der Leden'e ait... Club'ı dizayn eden mimar Rob Wagemans mekanı tasarımlarken "tüm hüzünleri dışarıda bırakma..." amacına hep sadık kalmış... supperclub'ın temel özelliklerinden birisi, mekan dekorasyonu dahil, dünyanın neresinde açılırsa açılsın tarzının değişmemesi: Yemeklerin, üzerinde uzanarak yendiği kar beyazı kocaman sedir-minderler, geniş, yüksek ve ferah bir iç mekan, şirin bir iç bahçe ve geniş ve yine yüksek bir bar...Mekanın servisi de sıra dışı: Roma'lı şef ve Türk şef Adem Yılmaz tarafından hazırlanan, zengin sosların öne çıktığı İtalyan-Akdeniz karşımı yemeklerin mönüsü yok ve sürpriz yemekler mekanda tüm konuklara aynı anda servis ediliyor... Tatlı dahil 4 farklı tat servisinin arası yarımşar saat... İlk iki aperatif tadımın ardından bir performans gösterisi sunuluyor. Ve yemeğin bitiminde, müziğin sesi ve ritmi yavaş yavaş artıyor. Kendinizi müziğin ve dansın kollarına bırakma zamanı geliyor. Geleneksel bir restoran arıyorsanız ve damak zevkiniz konusunda tutucuysanız ya da değişik performans gösterilerine açık değilseniz "supperclub" pek de size göre bir yer değil. Ama şaşırmak ve hem keyfinizi hem de biraz da olsa adrenalinizi yükseltmek istiyorsanız; alışılmış eğlencelerden, mekanlardan ve yemeklerden sıkıldıysanız "supperclub" tam size göre bir yer.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder