İzleyiciler

24 Aralık 2009 Perşembe


Sürmeli Otelleri, danslarla şarkılarla yılbaşına girmeye hazırlanıyor!

Yeni yıla girerken İstanbul, Adana ve Efes’deki otellerinde son hazırlıklarını tamamlayan Sürmeli Hotels, birbirinden renkli ve keyifli eğlencelerle 2010’a merhaba diyecek. Sürmeli İstanbul, Le Melange salonunda Eskici Bandosu, Balo Salonunda dansları ve sesiyle Greek müziğinin ünlü ismi Anastasya&Orkestrası ile yeni yılı karşılarken, Sürmeli Efes Otel’de Kutsi, Adana Sürmeli’de ise Ayşegül Aldinç sahne alacak!


Yeni yıla girerken İstanbul, Adana ve Efes’deki otellerinde son hazırlıklarını tamamlayan Sürmeli Hotels, birbirinden renkli ve keyifli eğlencelerle 2010’a merhaba diyecek. Sürmeli İstanbul, Le Melange salonunda Eskici Bandosu, Balo Salonunda dansları ve sesiyle Greek müziğinin ünlü ismi Anastasya&Orkestrası ile yeni yılı karşılarken, Sürmeli Efes Otel’de Kutsi, Adana Sürmeli’de ise Ayşegül Aldinç sahne alacak!

Heyecanla yeni yıl hazırlıklarına devam eden Sürmeli Hotels, 5 yıldızlı otel konforunu, yılbaşı eğlencesiyle unutulmaz bir geceye dönüştürüyor. İstanbul’da nostalji sevenler için çok özel bir program hazırlığı yapılıyor. Sürmeli’nin konukları, Le Melange salonunun gece kulübü atmosferinde İstanbul’u kuşbakışı seyrederek 1960’lı yılların unutulmaz müzik ve danslarıyla, balo salonunda ise Greek danslarıyla 2010’a girecek.

Sürmeli İstanbul’da, Eskici Bandosu’nun canlı müziği eşliğinde Ayhun Alpagut’un videotekinden eşsiz kliplerini izleyebilir, Bossa Nova’dan Cha Cha’ya, Peppino di Capri’den Tom Jones’a, 1950 ve 60’ların unutulmaz müzikleri ile dans edebilirsiniz. Balo Salonunda ise Greek müziği ve özgün danslarının usta ismi Anastasya ve Orkestrası konuklara hem şarkıları hem de danslarıyla unutulmaz bir gece yaşatacak. 2010’un ilk günlerini Sürmeli İstanbul’un yenilenen odalarında karşılarken, yılbaşı sabahında zengin bir brunch ile güne başlayacaksınız.


Adana Sürmeli Hotel ise yeni yıla Ayşegül Aldinç ile merhaba diyecek. Fasıl ile başlayacak gece, Grup Mega’nın programıyla devam edecek. Yılbaşı’nın vazgeçilmezi olan oryantal dans ile artacak olan eğlencenin nabzı, ünlü sanatçı Ayşegül Aldinç’in birbirinden güzel şarkılarıyla yükselecek.


Sürmeli Efes Hotel’de gerçekleştirilecek yılbaşı gecesinde ise ünlü şarkıcı Kutsi, 2009’a damgasını vuran şarkıları ile müthiş bir müzik ziyafeti sunacak. Pamucak koyunda denize sıfır konumu ile eşsiz bir turkuaz atmosfer içinde yer alan Sürmeli Efes, her biri deniz manzaralı odaları ve zengin yılbaşı balosuyla misafirlerine doyumsuz bir yeniyıl tatili yaşatacak.

Sürmeli İstanbul Oteli yılbaşında konaklamak isteyen misafirlerine de özel bir paket hazırladı. Çift kişilik oda : 79.-EuSenior Suite : 159.-Eu (Bir şişe şarap dahil )

Premium Suite : 699.-Eu (1 şişe şampanya +vip paketi +odada 2 kişilik yılbaşı gala yemeği, full minibar,özel sauna +jakuzi bakım seti)


Yılın ilk gününde zengin brunch ve kdv dahildir


MENÜ


Sürmeli Gurme Tabağı: Füme somon, Beyaz Peynir, İsli Peynir, Anasonlu Humus, Antep Ezme, Biberli Bonfile, Hindi Pastırma, Zeytinyağlı Yaprak Dolması, Sebzeli Terinne, Cherry Domates, Dereotlu Salatalık

Ara sıcak : Orman Mantarlı Ilık Tart, Fesleğen ve Balsamik sos ile
Ana yemek : Kestaneli Hindi, İç Pilav ve Sebze ile
Tatlı : Dondurmalı Meyve Salatası
Kahve ve Çay
Çorba : Mercimek Çorbası
İçki : Limitsiz yerli içki , meşrubat ve meyve suları
Kişi başı fiyat 169.-

Otelde Geceleme İstanbul dışından gelecek veya balo sonunda gecelemek isteyecek dostlarımız için özel tek veya çift kişilik oda fiyatımız, brunch ve KDV dahil 79 € ’dur.


SÜRMELİ HOTEL İSTANBUL

Prof. Dr. Bülent Tarcan Sokak No: 3 34349 Gayrettepe – İstanbulTel : 212 272 11 61
www.surmelihotels.com

15 Aralık 2009 Salı

ATILIM FUARCILIK /BASRAHEXPO


IRAK’IN GÜNEYİ TÜRKİYE’Yİ CEZBEDİYOR


“Türkiye Irak’ın gerçek ticaret merkezini keşfetti”

En fazla ihracat yaptığımız 2. Pazar konumuna yükselen Irak’ın güneyindeki potansiyel, yatırımcıları cezbediyor. Türkiye’nin önde gelen fuar organizasyon şirketlerinden ATILIM FUARCILIK, 2010 yılında Irak’ın ticaret ve liman merkezi Basra’da, BASRAHEXPO başlığıyla önemli fuarlara imza atacak.

Organizasyonunu Atılım Fuarcılık yaptığı, Ortadoğu pazarının giriş kapısı olan Basra’da düzenlenecek BASRAHEXPO Fuarları; Şubat, Mart ve Nisan aylarında gerçekleştirilecek. Bölgenin ihtiyaç duyduğu sektörler ve ticari olarak çok büyük bir pazarın olduğu inşaat malzemeleri ve belediye hizmetleri, gıda ve teknolojileri ile genel tüketici ürünlerini kapsayacak olan BASRAHEXPO, yapı sektöründe 300 milyar dolara yaklaşan iş hacmi ile Irak pazarının giriş kapısı Basra Körfezi’nde tüm yatırımcılara geniş fırsatlar sunacak.

Ağırlıklı olarak Kuzey Irak olmak üzere yapılan dağıtımlarla 2008 yılında Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında yer alan Irak, 3.9 milyar dolar ile 8. sırada yer alırken bu yıl ikinci sıraya yükseldi. Küresel kriz ortamında Türkiye’nin genel ihracatı % 32’ler seviyesine düşerken, bu oran Irak’a olan ihracat ile % 76 oranında önemli bir artış gösterdi. Ekonomisi ve döviz geliri % 95’i petrole dayanan Irak; son yıllarda bölgenin yeniden yapılanması bakımından Tarım, Bankacılık, Tekstil, İletişim, İnşaat, Eğitim&Kurslar, Enerji, Kozmetik, Tıbbi Araç&Gereçler, Sağlık, Profesyonel Servisler, Yağ ve Gaz, Turizm gibi sektörlerde yatırımcılara cazip ve çekici yatırım imkanları oluşturuyor.

TÜRK YATIRIMCILAR, 25 MİLYONLUK GÜNEY BÖLGESİNİ GÖZDEN KAÇIRIYOR!

Irak ekonomisinin büyümesine paralel olarak enflasyon oranı da istikrarlı bir şekilde düşüyor. Serbest piyasa döviz kurlarında istikrar sağlanmasıyla birlikte halkın alım gücünün arttığı gözlemlenenler arasında yer alıyor. Ekonomide yaşanan diğer bir olumlu gelişme de özel sektörün giderek daha aktif hale gelmesi. Sanayi tesislerinin büyük bir bölümün kamuya ait olduğu Irak’ta, son yıllarda özel sektörün de sanayi yatırımı yapması, yönetim tarafından teşvik ediliyor. Türkiye için eşsiz bir pazar oluşturan 30 milyon nüfuslu Irak’ın 5 milyonluk Kuzey kesimine ihracat yapan Türk yatırımcıları, 25 milyonluk Güney bölgesini gözden kaçırıyorlar.

Bağdat Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği; hedeflenen 20 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşmak için Türk işadamlarını, bütün dünyanın ilgisini cezbeden Irak pazarına davet ederken, krizin ilacının Türkiye için Irak’ın güneyi olacağını vurguluyor. Irak’ın en önemli giriş kapısı ve ticaret merkezi olan Basra, 2.8 milyon nüfusu ile dünyadaki en önemli stratejik bölgelerden biri kabul ediliyor. Irak’da Shatt Al-Arab nehri üzerinde ve Basra Körfezi yakınında en büyük ulaşım ağı ve birincil limana sahip olan bölge, petrol boru hatlarına sınır noktasında yer alırken, medeniyetlerin beşiği Cennet Bahçesi’ne de ev sahipliği yapıyor.

En gelişmiş sanayisi petrol rafinelerinden Okyanus aşırı taşıma yapan tankerler Roka kanalı aracılığıyla Al-Barah’a ulaşıyor. Başlıca ihracat malları ise petrol ürünleri, üzüm ve tahıl ürünleri.
Türkiye ve komşularıyla sıfır problem politikası yürüten Irak ile Türkiye arasındaki ilişkileri hızla gelişiyor. Ticaretten Sorumlu Bakan Zafer Çağlayan ve Dış Ticaret Bakanı Ahmet Davutoğlu, Basra Konsolosluğunun resmi açılışı için Basra’yı ziyaret etti. Bu bölgenin ticari potansiyeline değinen Ticaretten Sorumlu Bakan, zaman kaybetmeden ticari organizasyonlar yapılması gerektiğini vurguladı.

Irak’ta öncelikle gıda, konfeksiyon ve inşaat&yapı malzemeleri büyük talep görüyor. Güney’de güvenlikle ilgili herhangi bir sorunla karşılaşılmadığından Türkiye stratejik açıdan oldukça avantajlı bir konumda yer alıyor. Türk firmalarının pazara girmesi için oldukça önem taşıyan ve Atılım Fuarcılık tarafından düzenlenecek olan BASRAHEXPO fuarları Basra Valiliği, Basra Ticaret Odası, İthalat ve İhracatçılar Birliği tarafından destekliyor.

BASRAHEXPO FUARLARI

15-18 Şubat 2010
BuildExpo
Uluslararası İnşaat, Yapı Malzemeleri, İnşaat Makineleri ve Alt Yapı Hizm. Fuarı

08-11 Mart 2010
TradeExpo
Uluslararası Genel Ticaret Ürünleri Fuarı

05-08 Nisan 2010
FoodExpo
Uluslararası Gıda, Tarım Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı


http://www.basrahexpo.com/

BMR TARIM'IN ÜRETTİĞİ B5A İLE GDO'YA ÇÖZÜM


Tarımda devrim yaratacak olan B5A Sıvı Organik Gübre, Türkiye gündeminde büyük tartışma yaratan GDO’ya (Genetiği Değiştirilmiş organizmalar) kesin çözüm getiriyor!


BMR TARIM’IN ÜRETTİĞİ B5A İLE GDO’YA KESİN ÇÖZÜM


Avrupa’nın talip olduğu, milyarlarca dolar teklif edilerek patentinin istendiği B5A Sıvı Organik Gübre, kimyasal ve zirai ilaç kalıntılarını sıfıra indirerek organik üretim sağlıyor. B5A bitkiyi besliyor, verimliliği %50 artırıyor, topraktaki su kaybını ve erozyonu önlüyor!
BMR Tarım tarafından üretilen ve devrim niteliği taşıyan B5A Sıvı Organik Gübre, GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) tartışmalarına son noktayı koyacak. GDO’lu tohumlarla üretim yapan ülkelerin çiftçileri aslında genetiği ile oynanmış tohumlarla üretim yapmak istemiyor. Tarımda ürün maliyetinin % 35’lik kısmını oluşturan gübre ve ilaçlamadaki yanlış uygulamalar Türkiye’ye her yıl milyarlarca dolara mal oluyor. Tarımda kullanılan kimyasal gübreleme hem verimliliği düşürerek büyük ekonomik kayıplara yol açıyor, hem de ekolojik dengeyi bozarak insan sağlığını tehlikeye atıyor.


Besin sağlığını tehdit eden kimyasal gübreler, toprakta yaşayan solucanları bile yok ediyor. Oysa 1 solucan yıl boyunca, traktörün 1 saatte işlediği miktar kadar toprağı işleyebiliyor. Üstelik bu işlemi yaparken havadaki azotu alıp, toprağı doğal yoldan gübreleyebiliyor. Kimyasal gübrenin neden olduğu verimsizliğe çözüm arayan, organik tarım ve besin sağlığı alanlarında yıllardır bilimsel araştırmalar yapan BMR TARIM Genel Müdürü Eyüp Sami Ege, devrim niteliği taşıyan bir ürün geliştirdiklerini açıkladı.


Ürettikleri B5A Sıvı Organik Gübre’nin, kimyasal ve zirai ilaç kullanılan tarlaya 10 gün sonra uygulanması halinde tüm kimyasal kalıntıları yok ettiğini (25–30 gün içerisinde) belirten Ziraat Mühendisi Ege şöyle konuştu: “B5A çok özel, organik içerikli bir formül olup her türlü tarım şeklinde ve alanında (zirai ilaç kullanımından 10 gün sonra uygulandığında, 30 gün içerisinde tüm zirai ilaç kalıntılarını temizler) kullanılabilir. Aynı durum kimyasal gübre kullanımı için de geçerli. Bu bir tez değil, sonuçtur. Uygun şekilde ve dozda kullanılan B5A ile yetiştirilen ürünlerde yapılan kimyasal kalıntı analizleri sıfır çıkmıştır. Bu sonuç ürünün tamamen kalıntısız ve organik olduğunun ispatı anlamına geliyor. Böyle bir formül dünyada ilk kez BMR tarafından icat edildi. Ülkemizde ve birçok ülkede bilinçli veya bilinçsiz dozajlarda kullanılan tarım ilaçlarının hem büyük ihtiyaç, hem de büyük tehlike olduğu son derece açık. Dünyada şu anda kimyasal kalıntıyı bitki bünyesinden temizleyecek bir formül bulunmuş değil. Ancak B5A, her türlü tarımsal üründe; ister kontak tarımsal ilaç, ister sistemik tarımsal ilaç kullanılsın, tüm kimyasal kalıntıları ortadan kaldırıyor. Bu, ülkemizde yetişen her türlü ürünün sıfır kimyasal kalıntı ile hem kendi insanımıza, hem de bu ürünlerin ihracatı ile yurtdışına ulaştırılması, ülkemizden yapılan ihracatın patlama yapması, zor durumda olan çiftçilerimizin ürünlerinin değerini bulması, hayat standartlarımızın yükselmesi anlamını taşıyor.”

Artık herkes organik ürünlerle beslenecek!


Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de organik ürünlerin yüksek fiyattan satıldığını anımsatan BMR TARIM Genel Müdürü Ege, B5A’nın kullanıldığı her tarlada yetişen ürünlerin organik olduğunu ve bundan sonraki süreçte sadece gelir seviyesi yüksek olanların değil, tüm halkın organik ürünlerle beslenebileceğini söyledi. Eyüp Sami Ege; “Aşırı kimyasal gübreleme, yanlış çiftçi uygulamalarından kaynaklanan toprakların tuzlanması, kireçlenmesi ve organik madde miktarının sıfıra doğru gitmesinin önüne geçmenin tek çözüm yolu B5A Sıvı Organik Gübre’yi kullanmaktır” şeklindeki sözleriyle B5A’nın önemine çekerken “Tarımsal niteliğini kaybetmeye yüz tutan toprakların ıslahı B5A’nın düzenli kullanımıyla 4 yıl içerisinde gerçekleşir. Küresel ısınmadan en çok etkilenen kuşaklardan birisi olan ülkemizde topraktaki su kaybının önlemesi açısından da B5A vazgeçilmez bir üründür. B5A’yı kullanan çiftçilerimizin sadece kimyasal gübre ve zirai ilaçlardan kaynaklanan kazancının % 75 civarında olduğunu düşünürsek ortaya çıkan buluşun ekonomik boyutu da net anlaşılır. B5A ile 40–50 yıl öncesinde kalan lezzetlere yeniden kavuşuyoruz. Salatalık salatalık gibi, domates domates gibi kokacak. Kaybolan lezzetler yeniden sofralarımıza gelecek. Kimyasal ve hormon kullanılarak yetiştirilen sera domatesleri buzdolabında 4–5 günde bozulurken, B5A ile yetiştirilen ürünlerin buzdolabında değil normal oda koşullarında bile 18–22 gün dayanacak.” dedi.


Ürünlerdeki kimyasal kalıntıların beslenme yoluyla insana geçtiğini, bu nedenle dünyada binlerce kişinin hayatını kaybettiğini, milyonlarca insanın ise hastalıkların pençesinde kıvrandığını hatırlatan Ege, gıda sağlığını tehdit eden bu tablonun yanında, milyarlarca dolarlık ekonomik faturalarında varlığından bahsetti. B5A’nın Türkiye’de yetişen tüm ürünlerde kullanıldığını ve başarılı sonuçlar alındığını sözlerine ekleyen Ege şöyle konuştu: “B5A ile ilgili özellikler tamamen kanıtlanmış, ülkemizde ve yurtdışında denenmiş kalitesi ve verimliliği ispatlanmıştır. Bu açıdan BMR TARIM’ın lisans ve tescilli ürünü olan B5A, ülkemiz için gurur verici bir buluştur.”


Tarımda verimlilik artıyor, ekolojik denge korunuyor!
B5A Sıvı Organik Gübre ile toprakların zenginliği, besin sağlığı, dünyada açlığın önlenmesi, tarımsal gelir, verimlilik ve kırsal nüfus refahının arttırılması gibi konularda büyük avantaj sağlıyor. Toprakta yıllardır bilinçsizce kullanılan kimyasal gübreler nedeniyle birikmiş kimyasalların parçalanmasını hızlandırarak kimyasal birikimin önüne geçen B5A, organik tarıma geçişi sağlayan alternatifsiz tek organik sıvı gübre olma özelliğini taşıyor. Az veya çok kullanımda bitkiye zarar vermeyen ürün aynı zamanda bitkilerin gelişim sürecine doğal katkı sağlıyor. Toprakta su kaybını en aza indirgeyerek kireci çözüyor. Bitkinin sıcak ve soğuğa karşı direncini artırıyor.


B5A, gübre kullanımında çok çeşitliliği de ortadan kaldırarak, hem kök, hem yaprak, hem de ürün gelişimi için kullanılabiliyor. Toprağı renatüre ettiği için toprakta ekilen her türlü bitkide ve ağaçta kullanılan tek organik ürün olan B5A, Türkiye ve tüm dünya tarımında çığır açacak nitelikte özelliklere sahip. B5A Sıvı Organik Gübre kullanımıyla; ürününe göre yüzde 50 ile 70 oranında verimlilik artışı ortaya çıkıyor. Çiftçi kimyasal gübrelere yüksek maliyetler ödemekten kurtuluyor. En önemlisi de ürünlerde kimyasal gübreler kullanılması nedeniyle oluşan besin kayıplarının önüne geçiliyor. Ürünler organik şekilde yetiştirilerek, sağlıklı yaşama kapı aralanıyor ve son yıllarda organik olmayan beslenmeden kaynaklanan kanser vakalarının önüne geçiliyor. B5A ayrıca toprakta su kaybını önlediği için Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olan erozyonu da engelliyor.”

BMR TARIM HAKKINDA:
B5A Sıvı Organik Gübre’yi geliştiren BMR TARIM, yurtiçi ve yurtdışında gerçekleştirdiği bilimsel çalışmaların ardından elde ettiği başarılı sonuçlarla tarım sektöründe çığır açıyor. Türkiye’de; Gaziantep’ten Antalya’ya, Niğde’den İstanbul–Çatalca’ya kadar birçok çiftçinin fiili olarak kullanıp başarılı sonuçlar aldığı B5A’nın üreticisi olan BMR TARIM, Türkiye genelinde bayii ağına sahip. Yurtiçindeki bayilik ağını hızla genişleten firma, Yunanistan ve sınır komşuları başta olmak üzere Avrupa ülkeleriyle temasa geçerek ürünün ihracını başlattı. BMR’nin ürettiği B5A’nın kullanıldığı tüm ürünlerin üzerine “organik” yazılabiliyor. B5A’nın kullanıldığı ürünlerin organik hale geldiği Hollanda, Amerika, Ege Üniversitesi ve Tarımsal Analiz laboratuarları tarafından onaylandı. İnsanlığın en iyiye, en kaliteliye layık olduğu prensibiyle harekete eden BMR TARIM, Türkiye’ye hizmet etmek için bütün kimyasal kanserojen maddelere karşı savaş açtı. “Bu savaşa sizde seyirci kalmayın. Türkiye’nin, çocuklarımızın sağlıklı yarınları için birlikte çalışalım” diyen BMR Tarım, Türkiye’nin geleceği ve sağlıklı nesiller için bilimsel çalışmalarını sürdürüyor.

ÖZYURTLAR İNŞAAT/NTEPE PROJESİ LANSMAN


“Zirvedeki Eviniz”

Özyurtlar İnşaat “Ntepe Esenyurt” projesini tanıttı

Sağlıklı ve huzurlu yaşam standartlarını şehrin konforuyla birleştiren Özyurtlar İnşaat, Kaya Ramada Otel’de düzenlediği gecede, yeni projesi Ntepe Esenyurt’u renkli bir lansman ile tanıttı!

Kuruluşu 20 yıla dayanan, inşaat sektöründe konut ve işyeri üreten Özyurtlar İnşaat, Kaya Ramada Otel’de gerçekleştirdiği özel bir organizasyon ile Bahçeşehir ile Esenyurt’un kesiştiği noktada yer alan yeni projesi “Ntepe Esenyurt”u tanıttı. Sunuculuğunu Vatan Şaşmaz ile Sevil Uyar’ın yaptığı gecede özel bir defile ve dans gösterisi gerçekleştirildi.

Özyurtlar İnşaat’ın sahibi Tamer Özyurt, önceki projeleri Garden City’de ilk evlenen, ilk doğum yapan, ilk daire alan ve ilk oturmaya başlayan kişilere de özel bir plaket verdi. Şehrin konforunu, huzurlu ve sağlıklı yaşam standartlarıyla sunan Ntepe ‘de 3+1, 2+1 ve 1+1 dairelerin yanı sıra, residence ve dükkanlar yer alıyor. Projede; 68 metrekarelik 1+1 konutlar 57 bin TL’ye, 78 metrekarelik 1+1’ler 87 bin TL’ye, 145 metrekarelik 2+1’ler 97 bin TL’ye, 175 metrekarelik 3+1’ler ise 197 bin TL’ye satılıyor. Gecede, satışına 1 hafta önce başlanan Ntepe Esenyurt dairelerinin % 80'inin satıldığı duyuruldu.


Konut teslimlerinin 2010 yılı sonunda yapılacağı Ntepe Esenyurt, Bahçeşehir’in hemen bitişiğinde yer alıyor. Residence binasındaki dairelerin her biri özel “home office” konsepti ile hazırlandı. Bahçeşehir ve Esenyurt arasında yer alan Ntepe, merkezi olması dolayısıyla kolay ulaşılabilir bir iş merkezi potansiyeli taşıyor. Ntepe’de 14. ve 19. katlarda Japon bahçeleri yer alıyor. Bu Japon bahçelerinin içinde fitness salonu bulunuyor. Projede ayrıca çocuklar için oyun alanları, 12 bin metrekarelik alanda kapalı, 5 bin metrekarelik alanda açık otoparklar mevcut.
http://www.ozyurtlar.com/

8 Eylül 2009 Salı

ÇILGIN KANAL 16. BÖLÜM


HAKAN AYSEV ÇILGIN KANAL'DA!

Ekranların en komik sit com dizisi Çılgın Kanal’ın bu haftaki bölümünde spor programına ünlü tenor Hakan Aysev konuk oldu!

Yeni yayın dönemiyle birlikte güçlü kadrosuyla ve birbirinden komik bölümlerle TRT 1 ekranlara gelmeye devam eden Çılgın Kanal’da bu akşam yine curcuna var. Ünlü şarkıcı Hakan Aysev’in spor programına konuk olduğu Çılgın Kanal’da işler her zamanki gibi yine arap saçına dönüyor! Kanal’da tuhaf olayların başlamasıyla hayalet avına çıkan çılgın televizyoncular Hakan Aysev’i de çileden çıkarıyor!


16. BÖLÜM KONUSU
Şule yeni merak saldığı korku romanının etkisinde kalır. Bu arada kanalda garip olaylar yaşanmakta, bazı eşyalar aniden ortadan kaybolmakta, ceketler yürümektedir. Spor programına konuk olan Hakan Aysev, Cemil’in yüzünden canlı yayında çılgına döner ve kanalda yüksek şiddette bir deprem yaratır! Deniz programına yine konuk bulamayan Bilge’yi tehdit eder. Bilge de çareyi sürpriz bir misafirle çözmeye kalkar. Bekir bey iftar yemeği için çiğ köfte yoğurur. Behlül televizyona çıkma derdindedir ama işin suyunu çıkarır. Çılgın Kanal ekibi küçük hayaleti bulana kadar elektrik süpürgeler ve çanak antenlerle kanalın altını üstüne getirir.

Televizyon dünyasıyla dalga geçerken gülmekten kırıp geçiren Çılgın Kanal, Cumartesi günleri 21.30’da TRT1 ekranlarına geliyor. Ateşli ama agresif haber editöründen, tik’li haber spikerine, spordan hiç anlamayan sunucusundan, bol keseden atan konuk koordinatörüne, sakar asistanından, televizyona çıkmak için her tür hilebazlığı yapan çaycısına kadar her tiplemesiyle ayrı hayran kitleleri olan Çılgın Kanal, önümüzdeki bölümlerde büyük sürprizlerle ekranlara gelmeye devam edecek.



Yayın Günü : 12 Eylül, Cumartesi
Yayın Saati : 21.30
Yapım : JOYPR YAPIM
Yapımcı : Yasemin NAK
Yönetmen : Erdoğan Engin
Proje : Murat Gürvardar
Müzik : Loituma’nın “Levan Polkka” adlı dünyaca ünlü şarkısı Warner Bros’dan tüm hakları alınmıştır

Oyuncular :
Murat Serezli (Yıldırım)
Buket Dereoğlu (Deniz)
Cihat Tamer (Albay Kemal)
Yosi Mizrahi (Korhan)
Şefik Onatoğlu (Behlül)
Turgut Tunçalp (Bilge)
Selin Zafertepe (Şule)
Timur Ölkebaş (Cemil)
Sibel Yıldırım (Cavidan)
Murat Çağlar (Bekir)
Gözde Seda Altuner (Sevcan)
Meral Kaplan (Pelin)
Fatih Altın (Aptülmüttalip)

29 Mayıs 2009 Cuma

OTİSABİ "DOKUNAKLI TEMASLAR" ÇIKTI

OTİSABİ “Dokunaklı Temaslar” çıktı

Otisabi erkek-erkeğe muhabbete kadınları da ortak ediyor

Yılmaz Aslantürk’ün kahramanı Otisabi’nin maceralarını konu alan üçüncü kitabı “Dokunaklı Temaslar” Uykusuz Çizgi Dizisi’nden çıktı. En çok satanlar sıralamasında ilk sıraya yerleşen “Dokunaklı Temaslar” tüm kitapevlerinde aynı anda satışa sunuldu. Renkleri ve çizimleriyle de daha çok resimsel veya fotoğraflaştırılmış kareler sunan ve karikatürden giderek uzaklaşırken abartısız, durumu tespit eden çizgi romana yaklaştıran Yılmaz Aslantürk’ün kahramanı Otisabi’nin maceralarını erkekler kadar kadın hayranları da ilgiyle takip ediyor!
Kendinden yarattığı kahraman Otisabi karakteriyle hem kadın hem de erkek çizgi roman severler tarafından yakından takip edilen Yılmaz Aslantürk’ün yeni çıkan kitabı “Dokunaklı Temaslar” kendi kategorisinde en çok satan kitaplar arasında yerini aldı.
Otisabi, yazarın kendisinden esinlenmeler taşıyan bağımsız bir tipoloji kuruyor. Okurda bir ilüzyon yaratmayı başarıyor ve hikayelerin gerçek hayatta bizzat yaşandığı izlenimi veriyor. Bu yanıyla özellikle erkek okurlarda kendi serüvenleriyle kesişme noktaları yaratırken, öykünün başlangıcından öncesi ve sonrası bir manada okurların hayal dünyasını “karikatürize” ediyor. Aslantürk, kadın okurlarda ise Otisabi’nin bünyesinde erkekleri daha yakından tanıma merakı uyandırıyor. Bu yanıyla, erkek erkeğe muhabbetlere, kadınları da ortak ediyor.

Yılmaz Aslantürk, ilk kitabı “Otisabi-Başımdan Geçti Bunlar” ile bir üniversite öğrencisiyken sırt çantasına doldurduğu erzak kabul edilebilecek öyküleri konu etmişti. İkinci kitabı “Otisabi - Münasebetsiz İlişkiler”de hikayeleri farklılaştırdı. Otisabi artık gençlik hayallerinden daha çok somut gerçekleri yaşamaya başladı. İlk gençlik deneyimlerindeki çıkış yolları giderek daha da ustalaşarak kestirmeleşti. Bu kez işin içine daha çok akıl ve entrika; “Bir an önce bitsin” telaşı da girdi. Öyküye duygular pek fazla müdahale etmediğinden, akıl çizgisinde ilerleyen maceraların çoğunun sonunda hem kadın hem de erkek kendi hayatlarına hasarsız iade ediliyorlar.
Yılmaz Aslantürk, dünün ve günümüzün mizah dergilerinde karikatür dünyasına girse de, çizgileri ve renkleriyle genelden farklılık gösteriyor. Otisabi’deki çizgileri daha çok çizgi roman dünyasına yakın olan Otisabi öykülerinin ortak fikri şöyle;

* Otisabi bir “anti-kahraman”dır. Dünle ve yarınla ilintisizdir. Bugün bunlar olur, yarın da onlar… Kendi dünyasında kadınları elde etmek ya da kurtulmak, çevresindekileri kendi “çıkarı” için kullanmak için çevirdiği küçük oyunlar ve entrikalar onu yarınki bir başka maceraya hazırlar.

* Otisabi öyküleri, kadın-erkek ilişkilerindeki o çok özel anlarda yaratılmıştır. Sonradan hatırlanmaz, geçmişten çıkıp gelmez, geleceğe dair düşünceler yoktur. İçinde bulunulan an bugün ve en fazla ertesi günler yer alır...

* Öyküler kısadır. Genç bir erkeğin, tam da yaşına özgü maceraların peşine takıldığında başından nelerin geçebileceğine tanık olursunuz; ama içinde korku barındırmaz. Olabildiğince cesurdur, hatta riske girme arzusu vardır.

* Her genç kızın ve her genç erkeğin yaşama olasılığı yüksek öykülerdir bunlar, ama bir farkla: Maceraya yatkın bir ruh haliniz; karşı cinsi tanımak, onunla “baş edebileceğinizi” bilmek için “donanım”larınız olmalıdır... Çünkü Otisabi’de kendi maceralarınızdan büyük veya küçük anekdotlar bulacağınız kesindir. Okurlara, öyküleri kendilerine uyarlama alanları da açar... Buna, “Zaman akıp gidiyor! Yaşamı yakalamak gerek!” uyarısı da diyebilirsiniz... Bütün bunlar öykülerdeki dürüst ve yakınlık kurmayı sağlayan, “neyse o”yu çizen, üzerinde oynanmamış duyguları öne çıkarır...

“Dokunaklı Temaslar”ı ilgiyle, gülerek, aynı konulardaki kendi tavır ve düşüncelerinizin ne olacağını düşünerek okuyacaksınız: Öyle üzerinde fazla düşünmeden, kendinizi maceranın gidişatına bırakacaksınız Güzel bir çizgi roman okumuş olmanın tadına varmak isteyeceksiniz. Yılmaz Aslantürk’ün kendine özgü “sinema kareleri” tadındaki çizgilerinden okuduğunuzda “Dokunaklı Temaslar ”ı bir yerlerden tanıdık bile bulabilirsiniz.

YILMAZ ASLANTÜRK
1964 doğumlu Yılmaz Aslantürk’ün ilk karikatürleri 1980'li yıllarda “Gırgır” dergisinde yayımlandı.
1989 yılında Gırgır'ın el değiştirmesi sonucu Oğuz Aral'ın çıkardığı “Avni” dergisinde çalıştı. İlk öyküsü “Dıgıl” dergisinde yayımlandı.1990 yılında Engin Ergönültaş'ın editörlüğünde çıkan “Pişmiş Kelle” dergisinde “Otisabi” adıyla mizah yazıları yazmaya başladı Deyimlerin, atasözlerinin gerçek anlamlarını (!) mizahi bir dille anlattığı köşesi çok ilgi gördü. Daha sonra öğrenci, bekâr evi öykülerini çizdiği “Başımdan Geçti Bunlar” adlı tek sayfalık öykülerinde de Otisabi adını kullandı. Önceleri tamamen kendi başından geçmiş olayları çizerken, öyküler yavaş yavaş ikili ilişkilere yöneldi.

OTİSABİ – Dokunaklı Temaslar
Çizgi Roman
Yazan ve Çizen: Yılmaz Aslantürk
Uykusuz Çizgi Dizisi
85 Sayfa, 14 TL

Pişmiş Kelle” dergisinde yayımlanan 50 öyküsünün yer aldığı ilk kitabı “Otisabi - Başımdan Geçti Bunlar” 2004 yılında Epsilon Yayınları tarafından basıldı. Aynı kahramanın maceralarının ve bir nevi yaşamının devamı olan, 2004-2006 yılları arasında mizah dergisi “Penguen”de yayımlanan 74 öykü ikinci kitapta, “Otisabi - Münasebetsiz İlişkiler” adıyla Parantez Yayınları’ndan okurlara ulaştı. 2009 yılında ise Üçüncü kitabı “Otisabi - Dokunaklı Temaslar” ise Uykusuz Yayınları'ndan çıktı.

Basın İletişim: Feyhan Köksalan/ 0532 351 31 90 PİARİST İLETİŞİM

30 Mart 2009 Pazartesi

ÇILGIN KANAL




Bir kanal ne kadar çılgın olabilir ki !

“ÇILGIN KANAL”’DA CİHAT TAMER İLE TULUĞ ÇİZGEN YILLAR SONRA BİRARADA

Yapımcılığını Yasemin Nak’ın yaptığı, aşure tadında dizi
“Çılgın Kanal” TRT 1 ekranlarında başlıyor! Hafta içi yayınlanacak olan sitcom için ekranların usta yüzleri ve genç yetenekleri bir araya geldi.

Atatürk'ün son dansı "Son Balo Vals ve Zeybek" projesiyle tanınan başarılı yapımcı Yasemin Nak, TRT’ye yeni bir çehre kazandıracak, komedi dizileri arasında iddialı bir giriş yapan “ÇILGIN KANAL” projesi için titiz bir hazırlık yaptı.

Nak, tamamı tiyatro kökenli isimlerin oluşturduğu kadronun başrol oyuncuları Cihat Tamer ile Tuluğ Çizgen’i yıllar sonra aynı projede bir araya getirdi. İki usta oyuncu yıllar önce ekranlarda efsane olan Perihan Abla dizisinde bir arada rol almıştı. Çekimleri özel bir TV kanalında yapılan dizinin müziği için ise dünyaca ünlü Acapella Grup “Louituma”nın “Levan Polkka” adlı şarkısı seçildi ve Warner Bross’dan tüm hakları alındı.

Yönetmenliğini Filiz Kaynak’ın yaptığı Çılgın Kanal’ın görüntü yönetmenliğini Ekmek Teknesi, Dondurmam Gaymak, Beyaz Melek, Kurtlar Vadisi gibi çok önemli projelerin ödüllü yönetmeni Eyüp Boz yapıyor. Dizi Nisan ayında TRT ekranlarına gelecek.

Yapım : JOY PR
Yapımcı : Yasemin NAK
Yönetmen : Filiz KAYNAK
Senaryo : Murat GÜRVARDAR,Aytaç Ağırlar
Müzik : Loituma’nın “Levan Polkka” adlı dünyaca ünlü şarkısı Warner
Bross’dan tüm hakları alınmıştır



Oyuncular : Cihat Tamer (Albay Kemal), Tuluğ Çizgen (Filiz), Murat Serezli (Yıldırım), Buket Dereoğlu (Deniz), Aytaç Ağırlar (Hıdır), Berat Yenilmez (Ersin) , Turgut Tunçalp (Bilge), Burcu Günay (Seçil), Selin Zafertepe (Şule), Turgut Ölkebaş (Cemil), Elif Şanlı (Duygu), Sibel Yıldırım (Nimet), Ahsen Özgenç (Merve), Gökay Coşkun (Murat)

18 Mart 2009 Çarşamba


Avrasya'nın ilk ve tek helal ürünler fuarı İstanbul'da...

Helal endüstrisi Halalistexpo ile start alacak

Son yılların hızla büyüyerek en gözde alanlardan biri haline gelen Helal endüstrisi yepyeni bir fuarla Türk tüketicisi ile buluşuyor. Dünyada yapılan en yeni helal endüstrisi fuarı, HALALISTEXPO - Helal Ürünler Uluslararası Ticaret Fuarı 13-16 Ağustos tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi'nde yapılacak. Dünyanın dört bir yanından yüzlerce firmanın katılacağı Halalistexpo'da 3 milyar dolarlık ticaretin başlanması hedefleniyor.

Tüm dünyada 2.1 trilyon dolara ulaştığı tahmin edilen Helal endüstrisi, Halalistexpo Fuarı ile gelişmekte olan ekonomisi ile dikkat çeken Türkiye'ye geliyor. 13-16 Ağustos tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi'nde gerçekleştirilecek ve gıdadan tekstile birçok ürününün tüketicisiyle buluşacağı Halalistexpo, katılımcı ve ziyaretçilerine Türkiye'de helal ürün tüketimini tercih eden mevcut alıcılara ulaşmalarını ve yurtdışında yeni potansiyel pazar bulabilmelerine, ihracatçılarını arttırmalarına olanak sağlayacak. Dünyanın Helal endüstrisinin Asya, Avrupa ve Ortadoğu arasında açılan yeni kapısı olmaya aday HALALISTEXPO - Helal Ürünler Uluslararası Ticaret Fuarı, alanında Avrasya'nın ilk ve tek fuarı olacak.

Gerek 70 milyona yakın müslüman nüfusu, gerekse birçok müslüman ülkeye yakın konumuyla bu alanda önemli bir potansiyele sahip Türkiye'de gerçekleştirilecek fuara Singapur ve İran gibi önemli ülkelerin milli katılımının yanı sıra Malezya'dan Çin'e, Avustralya'dan Amerika'ya yaklaşık 150 firmanın yer alması bekleniyor. 15 bini profesyonel yaklaşık 40 bin kişi tarafından ziyaret edilmesi beklenen fuarda gıdadan kozmetiğe, tekstil ürünlerinden otellere, finans sektörü ürün ve hizmetlerine kadar farklı alanlarda faaliyet gösteren firmalar katılacak. 10 bin metrekarede düzenlenecek fuara yurtdışından Helal sertifikası alan şirketlerin yanı sıra ülkemizde helal sertifikası verilmediği için beyan verenler katılabilecek.

Tekstil, gayrimenkul gibi sektörlerde çok önemli fuarlara imza atan Atılım Fuarcılık tarafından gerçekleştirecek fuarın düzenleneceğinin açıklanmasının hemen ardından katılım için firmaların sayısı giderek artıyor. Atılım Fuarcılık Genel Müdürü Salim Şahin, "Dünyada kriz olmasına rağmen, kapalı ekonomiye sahip hedef pazarlar ağırlıklı olduğundan yoğun ilgiyle karşılaşmaktayız. Yurtiçinde henüz bir tanıtım yapmadığımız halde yurtdışında katıldığımız fuarlar ve partnerlerimiz aracılığıyla, Halalistexpo’ya katılım için bizimle temasa geçen yerli firmalar da var." diye konuştu. Dünyada 1.8 milyar müslümanın yaşadığını ve helal endüstrisinin tüm dünyada 2.1 trilyonluk bir ticaret hacmine ulaştığını kaydeden Şahin, çok hızlı ve etkili bir büyüme kaydeden Helal endüstrisi alanında Türkiye gibi birçok sektörde büyük başarılara imza atmış ve bölgesel liderlik konumuna yükselmiş bir ülkenin, bu sektörün dışında kalmasının anlamsız olacağını ifade etti. Müslüman nüfusun yok denecek kadar az olduğu Brezilya gibi ülkelerde bile milyar dolarlık bir sektör olduğunu belirten Şahin, Halalistexpo fuarıyla birçok firmanın ekonomik daralmanın yaşandığı şu günlerde yeni pazarlara açılarak, büyük avantajlar sağlayacağını söyledi.

http://www.halalistexpo.com/

Medya İletişim: Feyhan Köksalan/0532 351 31 90

SUPPERCLUB… A CLUBBING EXPERIENCE…
Eğlencenin ve "club" kültürünün dünya markası "supperclub", Kuruçeşme'de, Boğaz Köprüsü'nün tam altında; ilginç performans gösterileri, mönüsüz İtalyan-Akdeniz karşımı yemekleri ve gerçek club müziği ile sıradanlıktan uzaklaşmak isteyenlere farklı ve kaliteli bir alternatif...
Kocaman, bembeyaz sedir-yataklarda, belki de ilk kez tadacağınız farklı damak tatları... Bir tarafta Boğaz esintisi, diğer yanda gerçek club müziği ve belki de en önemlisi; aninden yüreğinize korku salacak bir tarzda, vücudu ve aksesuarlarıyla örümcekleşen ya da yılanlaşan bir insanın sunacağı harika bir performans gösterisi... Ve sadece izleyici olarak kalmak zorunda olmadığınız, interaktif bir eğlence... Bunun için Amsterdam, Roma ya da Amerika'ya gitmenize hiç gerek yok... 90'lı yılların başında bir grup yaratıcı ve marjinal sanatçı tarafından Amsterdam'da açılan ve Roma, San Francisco, Singapur gibi farklı şehir ve kültürlere bulaşarak, evrensel bir "club-eğlence" markası haline gelen "supperclub"ın geçen yaz başlayan İstanbul serüveni devam ediyor.Club müziğini, gösteri ve performans sanatlarından şaşırtıcı örnekleri, geleneksel ve alışılmıştan uzak mutfak kültürünü bir arada sunmasıyla tanınan "supperclub"ın temel felsefesi konukların tüm duyularını aynı anda doyuma ulaştırmak..."Özgürlük supperclub'ın anahtar kelimesidir"... Bu sözcükler, supperclub'ın sahibi Bert van der Leden'e ait... Club'ı dizayn eden mimar Rob Wagemans mekanı tasarımlarken "tüm hüzünleri dışarıda bırakma..." amacına hep sadık kalmış... supperclub'ın temel özelliklerinden birisi, mekan dekorasyonu dahil, dünyanın neresinde açılırsa açılsın tarzının değişmemesi: Yemeklerin, üzerinde uzanarak yendiği kar beyazı kocaman sedir-minderler, geniş, yüksek ve ferah bir iç mekan, şirin bir iç bahçe ve geniş ve yine yüksek bir bar...Mekanın servisi de sıra dışı: Roma'lı şef ve Türk şef Adem Yılmaz tarafından hazırlanan, zengin sosların öne çıktığı İtalyan-Akdeniz karşımı yemeklerin mönüsü yok ve sürpriz yemekler mekanda tüm konuklara aynı anda servis ediliyor... Tatlı dahil 4 farklı tat servisinin arası yarımşar saat... İlk iki aperatif tadımın ardından bir performans gösterisi sunuluyor. Ve yemeğin bitiminde, müziğin sesi ve ritmi yavaş yavaş artıyor. Kendinizi müziğin ve dansın kollarına bırakma zamanı geliyor. Geleneksel bir restoran arıyorsanız ve damak zevkiniz konusunda tutucuysanız ya da değişik performans gösterilerine açık değilseniz "supperclub" pek de size göre bir yer değil. Ama şaşırmak ve hem keyfinizi hem de biraz da olsa adrenalinizi yükseltmek istiyorsanız; alışılmış eğlencelerden, mekanlardan ve yemeklerden sıkıldıysanız "supperclub" tam size göre bir yer.